Ana içeriğe atla

Sponsorlu Bağlantı

En Etkileyici Kısa Filmler

Kısa kelimesi sizi yanıltmasın. En iyi 8 kısa film listemizdeki filmler, derin konulara değinerek iz bırakıyor. Süresi, jenerik dahil 40 dakika veya daha kısa olduğundan böyle adlandırılan bu filmler, aslında uzun metrajlı filmler kadar hatta bazen daha fazla etki yaratıyor ve sinema dünyasına atılan ilk adımlar olarak kabul ediliyorlar.
İşte uzun etki bırakan, en iyi 8 kısa film.

8Toyland / Spielzeugland

Toyland
Başrollerinde Julia Jager, Cedric Eich ve Tamay Bulut Özvatan‘ın yer aldığı, Alman yönetmen Jochen Alexander Freydank‘ın yönetmenliğini yaptığı Toyland, 13 dakikalık bir kısa filmdir.
1942’geçen filmde Alman küçük çocuğun, Yahudi vatandaşların, oyuncak ülkesine götürüldüğüne inanması ve Yahudi komşularının peşlerine takılması işleniyor.
Başyapıt kıvamında bir uzun metraj seyretmişsiniz hissine kapılmanızı sağlayacak Toyland, 81. Oscar Töreni’nde en iyi kısa metraj film Oscar ödülünü kazanmıştır.

7The New Tenants

The New Tenants
Joachim Back imzalı The New Tenants, eşcinsel çift Frank ve Zelko‘nun şiddete meyilli ve anlaması güç insanlarla uğraşmak zorunda kalmasıyla hayatlarının en kötü gününü geçirmelerini konu ediniyor.
Başrollerinde Vincent D’Onofrio ve KevinCorrigan‘ın yer aldığı film, 20 dakikalık süresi boyunca aynı mekanda geçiyor. Kara komedi niteliğindeki bu film, 2010 yılında en iyi kısa metraj film Oscar ödülünü kucaklamıştır.

6God of Love

God of Love
Yönetmenliği, senaristliğini ve başrol oyunluğunu Luke Matheny‘nin yaptığı God of love platonik bir aşk yaşayan genç bir müzisyenin hayatının, kendisine gönderilen bir hediye ile değişmesini işliyor. Luke Matheny’ye, Marian Brock ve Christopher Hirsh’in eşlik ettiği film, 83. Oscar ödül töreninde en iyi kısa film Oscar ödülü kazanmıştır.

5The Shore

The Shore
Yönetmenliğini Terry George yönetmenliğinde çekilen 29 dakikalık The Shore, Joe ve Paddy’nin anaokulundan başlayan eşsiz dostluklarını anlatırken izleyeni 25 yıllık bir zamanda Kuzey İrlanda’da bir yolcuğa çıkarıyor. Film, 84. Oscar ödül töreninde en iyi kısa film Oscar ödülü kazanmıştır.

4Curfew

Curfew
2013 yılı Oscar ödül törenlerinde en iyi kısa film dalında ödülü kucaklayan Currew, 19 dakika boyunca izleyicisinin yüzünde bir tebessüm oluşturmayı başarıyor. Shawn Christensen‘in yazdığı, yönettiği ve oynadığı Curfew, Farren Morze imzalı müzikleri ve çocuk oyuncunun başarısıyla da dikkat çekmiştir.

3The Phone Call

The Phone Call
Mat Kirkby‘nin senaristliğini, yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği The Phone Call’da Sally Hawkins, Jim Broadbent, Edward Hogg gibi isimler rol almıştır. Filmin teması, çaresiz hissettiğimiz anlarda hayatın kötü göründüğü ve normalde yapmayacağımız şeyleri yapmak zorunda kalmamız üzerine kuruludur.

2Stutterer

Stutterer
Stutterer, konuşma engeli olan birinin, hayatında yaşadığı zorlukları konu ediyor. Film hem dram hem romantik ögeler barındıran etkili bir kısa filmdir. Yönetmenliğini Benjamin Cleary’nin yaptığı başrollerinde Matthew Needham ve Chloe Pirrie’nin oynadıkları filmin süresi, 12 dakikadır.

1Sing

Sing
Yönetmenliğini Kristof Deak‘un üstlendiği film, on yaşlarındaki bir çocuğun okul korosunda yaşananlar ile birlikte dostluğu, dayanışmayı ve arkadaşlığı öğrenmesini anlatıyor.

Yorumlar

Sponsorlu Bağlantı

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Restoran Ne Zaman ve Nerede Açıldı?

Yaşadığımız yer ister küçük olsun ister büyük, hemen her sokakta restoran bulmak mümkündür. Restoranların yaygın olması, kuşkusuz ki yemek yemenin insanın en temel ihtiyacı olmasından kaynaklanır. Durum böyle olunca, tahmin edebileceğiniz üzere, restorancılığın tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanır.  Peki , ilk restoran hangi tarihte açıldı? Restorancılığın Başlangıcı Yemek kültürü çok gelişmiştir. 1700’lü yıllara kadar restoran kavramı ortaya çıkmamıştır.  İlk modern restoran, 1765-1766 yıllarında Paris’te Boulanger tarafından açılmıştır.  Bu sayede müşterilere seçenekler sunan anlayış ortaya çıkmıştır. O dönemdeki anlayışa göre, restoranın amacı, et suyu bulyonu ve çorbalarla kişileri sağlığına kavuşturmaktı. Adıyla ünlü ilk restoran, 1782’de Paris’te açılmıştır . Grand Toveme de Loundres adıyla açılan bu restoranda, yemek isimleri listelenmiş ve belli saatlerde tek kişilik masalarda servis yapılmıştır. İlk restoranın açılmasından sonra Fransız Devrimi gerçekleştiği için

Elektronik Müziğin Tarihi

Elektronik müzik 19. Yüzyılda birçok Amerikalı ve Avrupa mucitlerin, girişimcilerin çalışmaları sayesinde kendine altyapı hazırlamıştır. Bu altyapı için gerekli olan aygıtlar bahsi geçen kimseler tarafından farklı alanlarda kullanılması için tasarlanmış icatları müzik için yorumlanmış halidir. Elektronik müzik dediğimizde aklımıza ilk gelen tanım elektronik aletlerle yapılan müzik türü şeklinde olacaktır. Bu tanım kesinlikle doğru bir tanım. İlk elektronik müzik 1960 yılında ilk elektronik klavyenin icadıyla hayat bulduğu düşünülmektedir. Borulu elektronik enstrümanlar da elektronik müzik tarihinde yerini aldıktan sonra kullanımları yavaş yavaş artmaya başladı. İlk Elektronik Müzik Enstrümanı İlk olarak icat edildiği düşünülen enstrüman yaklaşık olarak 7 ton büyüklüğünde ve  Telharmonium  adındaydı. Pek yaygınlaşması mümkün olamayacak kadar kaba ve ağır olan bu enstrüman elektronik müzik tarihi içerisinde yerini almıştır. 1897 yılından üretilen bu cihazın  Thaddeus Cahill  adı

Pronoya Nedir?

Pronoya kelimesi okuduğunuzda paronaya kelimesini okuduğunuzu veya kelimenin eş anlamlısı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.  Oysa pronoya , paronoyanın tam tersine karşılık gelen bir kavram.  Her şeyin ve herkesin kendisine zarar verebileceği şüphesi anlamına gelen poronayanın tersi olarak pronoya, her şeyin hatta evrenin bile kendisinin iyiliği için var olduğu sanrısına kapılmak anlamına gelir. Pronoyayı   bir yaşam felsefesi olarak benimseyen insanların paranoyak olmuş olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Pronoya, dini yaklaşımla karşımıza çıkan versiyonuna örnek olarak ‘Takdir-i İlahi’ kavramı verilebilir. Kişi yaşadığı ne olursa olsun tanrısal bir iyilik olduğunu düşünür. Uzak Doğu felsefelerinin temel kavramları olan, “darma, karma, reenkarnasyon” üçlüsü de bir pronoya örneğidir. İnsanın bu dünyada var olma nedeni, tanrısal olana ulaşmaktır. Başımıza gelenlerde Darma’ya bir nebze daha yaklaşmamız içindir. Her ölüm aslında yeni bir doğum ve tanrısal olana ulaşma yolculuğun yeni