Ana içeriğe atla

Sponsorlu Bağlantı

Werther Etkisi Nedir?

Werther etkisi, sosyolog David Phillips‘in intiharın yarattığı taklit edilme etkisi olarak tanımladığı bir sendromdur. Basın yayın organları aracılığıyla yaygınlaşan intihar haberlerinin özendirici olabileceğini muhtemelen hiç düşünmemişsinizdir. Oysa yaşanmış olaylar ve yapılan araştırmalar bu durumun kanıtı niteliğindedir. Gerçekten de intihar bulaşıcı mıdır?
20. yüzyılın en ünlü sinema yıldızlarından ve seks sembollerinden biri olan Marilyn Monroe‘nun Ağustos 1962’deki ölümü halkı yasa boğmuş ve halk sanatçının aşırı doz ilaç alıp intihar ettiği haberleriyle sarsmıştı. Monroe’nun ölümünün ardından ABD’deki intihar vakalarında %12 artış olduğu tespit edilmiştir.
Amerikalı komedyen ve oyuncu Robin McLaurin Williams’ın 2014 yılında intihar ettiği haberi ve genç insanlar arasında büyük bir hayran kitlesine sahip olan Kurt Cobain‘in intihar haberi de aynı şekilde halkı yasa boğmuştur. Bu ölümlerin ardından da intihar vakalarında atış olması Werther etkisini gündeme getirmiştir.
Toplumun değer verdiği insanların intiharları ile artan intihar vakalarının bağlantısı, Werther etkisine göre tesadüf kavramı ile açıklanamayıp taklit edici etki olarak ifade edilebilir. Dünyada her yıl bir milyon insanın intihar etmesi şüpheleri artıyor.

Genç Werther’in Acıları

İntihar vakalarının bağlantısına taklit edici etki savıyla açıklık getiren Werther etkisi, adını Genç Werther’in Acıları isimli romandan almıştır. 1774 yılında Johann Wolfgang von Goethe tarafından yazılan roman, mektup roman niteliğindedir. Goethe, romanı yazdığında yirmi beşindeydi. Goethe’nin iki haftada yazdığı roman, kavuşamamanın yarattığı sarsıntıları işleyen kusursuz bir aşkı anlatmaktadır.
Alman edebiyatının önemli ismi Johann Wolfgang von Goethe’nin, aşkın hayret verici gücünü yansıttığı romanı; duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Werther’in, düşsel dostu Wilhelm’e yazdığı mektuplardan oluşmaktadır.
Yazar, duygularının coşkunluğu ve çağdaş gençliğin duygu ve düşüncelerini yansıtmaktaki başarısıyla Almanya’da bütün gençliği etkisi altına almış, Alman edebiyatında “Coşkunluk Akımı” olarak bilinen yeni bir çığır açmıştır.
Duygusallığın bir başyapıtı olarak görülen kitabın birçok intihar vakasına neden olduğu iddiası yayılmıştır. “Romantik kahraman”olarak tabir edilen Werther’in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmeleri de moda olmuştur. Tüm Avrupa’yı etkilemiş bir komutan olan Napoléon’un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenmiştir. Genç Werther’in Acıları, yazarın kısa sürede Avrupa’da ün salmasını sağlamıştır.
Goethe, sonraki yıllarında şöhretinden ve  Charlotte Buff’a duyduğu gençlik aşkını halka duyurmasından pişmanlık duymuştur. Goethe, kitabının ümitsiz genç aşıklar üzerindeki kişisel ve duygusal etkisini kabul etkisini de kabul etmiştir. Goethe, Werther ile kardeş olsalardı ve onu öldürseydi onun kinci hayaletinin bu kadar rahatsız etmeyeceğini yazarak kitaba duyduğu nefretini belirtmiştir.

Werther Etkisi Nedir?

Romanın neden olduğu Werther etkisi (Werther salgını), otoriteler ve diğer yazarlar tarafından takip edilmiştir. Werther, 18.yy’ın en büyük medya skandalı olarak anılmaktadır.
Werther fenomeni; “Aşkından intihar etti”, “Ölüm bile onları ayıramadı” gibi haber başlıklarının bilinçaltına olumlu mesajlar olarak yerleştiğini ortaya koymuştur. İntihar eden kişiden bahsederken yüceltici ifadelerin kullanılması intihar vakalarının bir salgına dönüşmesine neden olmaktadır. Birçok ülkede, intihar vakalarının medyaya yansıtılması ile ilgili kurallar bulunmaktadır. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü’nün medya çalışanları için intihar içeren haberlerin iletilmesiyle ilgili bir kitapçığı bulunmaktadır.
Werther sendromu ile bağlantılı olan ölümlerin önüne geçmek için; diziler ve filmlerde intihar vakalarına daha az yer verilmeli, intiharın yanlış olduğu söylemleri öne çıkarılmalıdır. Daha çok 14-22 yaşlar ile doğrudan iletişim halinde olan öğretmen, imam, psikolog gibi görevlilerin bilinçlendirilmesi de önem taşır. Kişinin sorunlarıyla baş etmesinin ve intihar fikrinden uzak olmasının etkili bir yolunun din ve inanç olduğu bilinmektedir. 10 Eylül Dünya İntihar Önleme Günü olarak kabul edilmiştir.

Yorumlar

Sponsorlu Bağlantı

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Restoran Ne Zaman ve Nerede Açıldı?

Yaşadığımız yer ister küçük olsun ister büyük, hemen her sokakta restoran bulmak mümkündür. Restoranların yaygın olması, kuşkusuz ki yemek yemenin insanın en temel ihtiyacı olmasından kaynaklanır. Durum böyle olunca, tahmin edebileceğiniz üzere, restorancılığın tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanır.  Peki , ilk restoran hangi tarihte açıldı? Restorancılığın Başlangıcı Yemek kültürü çok gelişmiştir. 1700’lü yıllara kadar restoran kavramı ortaya çıkmamıştır.  İlk modern restoran, 1765-1766 yıllarında Paris’te Boulanger tarafından açılmıştır.  Bu sayede müşterilere seçenekler sunan anlayış ortaya çıkmıştır. O dönemdeki anlayışa göre, restoranın amacı, et suyu bulyonu ve çorbalarla kişileri sağlığına kavuşturmaktı. Adıyla ünlü ilk restoran, 1782’de Paris’te açılmıştır . Grand Toveme de Loundres adıyla açılan bu restoranda, yemek isimleri listelenmiş ve belli saatlerde tek kişilik masalarda servis yapılmıştır. İlk restoranın açılmasından sonra Fransız Devrimi gerçekleştiği için

Elektronik Müziğin Tarihi

Elektronik müzik 19. Yüzyılda birçok Amerikalı ve Avrupa mucitlerin, girişimcilerin çalışmaları sayesinde kendine altyapı hazırlamıştır. Bu altyapı için gerekli olan aygıtlar bahsi geçen kimseler tarafından farklı alanlarda kullanılması için tasarlanmış icatları müzik için yorumlanmış halidir. Elektronik müzik dediğimizde aklımıza ilk gelen tanım elektronik aletlerle yapılan müzik türü şeklinde olacaktır. Bu tanım kesinlikle doğru bir tanım. İlk elektronik müzik 1960 yılında ilk elektronik klavyenin icadıyla hayat bulduğu düşünülmektedir. Borulu elektronik enstrümanlar da elektronik müzik tarihinde yerini aldıktan sonra kullanımları yavaş yavaş artmaya başladı. İlk Elektronik Müzik Enstrümanı İlk olarak icat edildiği düşünülen enstrüman yaklaşık olarak 7 ton büyüklüğünde ve  Telharmonium  adındaydı. Pek yaygınlaşması mümkün olamayacak kadar kaba ve ağır olan bu enstrüman elektronik müzik tarihi içerisinde yerini almıştır. 1897 yılından üretilen bu cihazın  Thaddeus Cahill  adı

Pronoya Nedir?

Pronoya kelimesi okuduğunuzda paronaya kelimesini okuduğunuzu veya kelimenin eş anlamlısı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.  Oysa pronoya , paronoyanın tam tersine karşılık gelen bir kavram.  Her şeyin ve herkesin kendisine zarar verebileceği şüphesi anlamına gelen poronayanın tersi olarak pronoya, her şeyin hatta evrenin bile kendisinin iyiliği için var olduğu sanrısına kapılmak anlamına gelir. Pronoyayı   bir yaşam felsefesi olarak benimseyen insanların paranoyak olmuş olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Pronoya, dini yaklaşımla karşımıza çıkan versiyonuna örnek olarak ‘Takdir-i İlahi’ kavramı verilebilir. Kişi yaşadığı ne olursa olsun tanrısal bir iyilik olduğunu düşünür. Uzak Doğu felsefelerinin temel kavramları olan, “darma, karma, reenkarnasyon” üçlüsü de bir pronoya örneğidir. İnsanın bu dünyada var olma nedeni, tanrısal olana ulaşmaktır. Başımıza gelenlerde Darma’ya bir nebze daha yaklaşmamız içindir. Her ölüm aslında yeni bir doğum ve tanrısal olana ulaşma yolculuğun yeni