Ana içeriğe atla

Sponsorlu Bağlantı

Pronoya Nedir?

Pronoya kelimesi okuduğunuzda paronaya kelimesini okuduğunuzu veya kelimenin eş anlamlısı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Oysa pronoya, paronoyanın tam tersine karşılık gelen bir kavram. Her şeyin ve herkesin kendisine zarar verebileceği şüphesi anlamına gelen poronayanın tersi olarak pronoya, her şeyin hatta evrenin bile kendisinin iyiliği için var olduğu sanrısına kapılmak anlamına gelir.
Pronoyayı bir yaşam felsefesi olarak benimseyen insanların paranoyak olmuş olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Pronoya, dini yaklaşımla karşımıza çıkan versiyonuna örnek olarak ‘Takdir-i İlahi’ kavramı verilebilir. Kişi yaşadığı ne olursa olsun tanrısal bir iyilik olduğunu düşünür.
Uzak Doğu felsefelerinin temel kavramları olan, “darma, karma, reenkarnasyon” üçlüsü de bir pronoya örneğidir. İnsanın bu dünyada var olma nedeni, tanrısal olana ulaşmaktır. Başımıza gelenlerde Darma’ya bir nebze daha yaklaşmamız içindir. Her ölüm aslında yeni bir doğum ve tanrısal olana ulaşma yolculuğun yeni bir fazıdır.
Terör saldırıları, bir yakının kaybı, ekonomik ve siyasi buhranlar gibi endişe verici travmatik durumlarda ve neler olacağının bilinmemesinin yarattığı huzursuzlukta  “Allah beterinden saklasın” ya da “Her işte bir hayır vardır” sözlerinin kullanılması pronoya örneğidir.

Yeni Zihniyet

Pronoyanın zihinsel hastalık olup olmadığı konusunda uzlaşma sağlanmış değildir. Bunun yanı sıra kesin olan şey çarpık bir gerçeklik algısı olduğudur. Hinduizm gibi doğu Asya inançlarından gelen pozitif olma akımları, “iyi enerjileri” almak için bazı şart ve ritüelleri yerine getirmeyi gerektiriyordu.
Bu akımların amacından sapması ve batı dünyasına yayılmaya başlaması maddi ihtiyaç ve isteklere dönüştü. Öyle ki “Çekim Yasası” hızla yayılmış ve herkes bir şeyi elde etmek için onu çok istemek gerektiğine inanmıştır. Böylece pronoya olarak bilinen durumun temelleri sağlamlaştırılmıştır.
Pronoya’yı teşvik eden ideolojiler için “umut taciri” diyenler de vardır. Bu insanların düşüncesine göre, bu tür ideolojiler istekleri elde etmek için gösterilen çaba ve azmin değerini küçümsüyor. İnsanların dileklerinin gerçekleşebilmesi için “bir şeye kanalize olmanın” yeterli olabileceğinin empoze edilmeye çalışılması bazılarına göre maddi ve duygusal açıdan aldatmak bazılarına göre ise dayanıklılığı sağlayan umut ışığıdır.

Yorumlar

Sponsorlu Bağlantı

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Restoran Ne Zaman ve Nerede Açıldı?

Yaşadığımız yer ister küçük olsun ister büyük, hemen her sokakta restoran bulmak mümkündür. Restoranların yaygın olması, kuşkusuz ki yemek yemenin insanın en temel ihtiyacı olmasından kaynaklanır. Durum böyle olunca, tahmin edebileceğiniz üzere, restorancılığın tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanır.  Peki , ilk restoran hangi tarihte açıldı? Restorancılığın Başlangıcı Yemek kültürü çok gelişmiştir. 1700’lü yıllara kadar restoran kavramı ortaya çıkmamıştır.  İlk modern restoran, 1765-1766 yıllarında Paris’te Boulanger tarafından açılmıştır.  Bu sayede müşterilere seçenekler sunan anlayış ortaya çıkmıştır. O dönemdeki anlayışa göre, restoranın amacı, et suyu bulyonu ve çorbalarla kişileri sağlığına kavuşturmaktı. Adıyla ünlü ilk restoran, 1782’de Paris’te açılmıştır . Grand Toveme de Loundres adıyla açılan bu restoranda, yemek isimleri listelenmiş ve belli saatlerde tek kişilik masalarda servis yapılmıştır. İlk restoranın açılmasından sonra Fransız Devrimi gerçekleştiği için

Elektronik Müziğin Tarihi

Elektronik müzik 19. Yüzyılda birçok Amerikalı ve Avrupa mucitlerin, girişimcilerin çalışmaları sayesinde kendine altyapı hazırlamıştır. Bu altyapı için gerekli olan aygıtlar bahsi geçen kimseler tarafından farklı alanlarda kullanılması için tasarlanmış icatları müzik için yorumlanmış halidir. Elektronik müzik dediğimizde aklımıza ilk gelen tanım elektronik aletlerle yapılan müzik türü şeklinde olacaktır. Bu tanım kesinlikle doğru bir tanım. İlk elektronik müzik 1960 yılında ilk elektronik klavyenin icadıyla hayat bulduğu düşünülmektedir. Borulu elektronik enstrümanlar da elektronik müzik tarihinde yerini aldıktan sonra kullanımları yavaş yavaş artmaya başladı. İlk Elektronik Müzik Enstrümanı İlk olarak icat edildiği düşünülen enstrüman yaklaşık olarak 7 ton büyüklüğünde ve  Telharmonium  adındaydı. Pek yaygınlaşması mümkün olamayacak kadar kaba ve ağır olan bu enstrüman elektronik müzik tarihi içerisinde yerini almıştır. 1897 yılından üretilen bu cihazın  Thaddeus Cahill  adı