Çok uykusuz gecelerden sonra usturuplu sabahlara çıkamayışları olur.
“Yazar kimdir, kime denir?” dedi
Mehtaplı gecelerine sis çöken,
Bol maytaplı ikindilerle idare eden adama denmezde kime denir usta!
Kahvemizi yudumlarken sustuk bir süre…
Ellerinde iskambil kartları, akıp giden hayatı seyretti pencereden ustam,
Kararken kumarbaz bir edayla kartları
Bana döndü birden;
“Büyük bir riya içindeyiz evlat,” dedi.
Bir bildiği vardır muhakkak diyerek ses etmedim hiç,
Az daha oturup yanında, doğruldum usulca
İnce bir reveransla veda edip,
Attım kendimi sokağa…
Sokak çığlık gibi, hava gölgeli, merhametsiz bir yağmur düşüyor gökten,
Ve sonuna geldiyseniz hikayenin, her şey boka sarıyor hepten.
Ruhuma kadar ıslanarak yürüyordum caddelerde,
Üstelik kafamda perperişan cümlelerle
Nereye varacaktı sonu,
Bu dalgın seyahatin
‘Bir yazarın yanında neyi olur?’ dedim kendime,
Oturdum, düşündüm.
Düşündüklerimi tarttım bir bozuk terazide,
Galebe çaldı düşlerim, düşüncelerime…
Yorumlar
Yorum Gönder