Ana içeriğe atla

Sponsorlu Bağlantı

Baskerville Etkisi Nedir?

Stres faktörünün etkin olmadığı bir hayat neredeyse imkansızdır. Oysa endişe, endişe ettiğimiz şeylerden daha zararlı olabilmektedir. İstatistiksel gözleme dayanan ve bilimsel olarak kanıtlanmış olan bu gerçek Baskervilli etkisi olarak ifade edilir. Peki, Baskerville etkisi nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır? İşte Baskerville etkisi hakkında çarpıcı gerçekler.

Baskerville Etkisi Nedir?

Baskerville etkisi, aşırı strese bağlı kalp krizi anlamına gelir. Baskerville etkisine göre Asyalıların ayın dördünde kalp yetmezliği sonucu ölme olasılığı diğer günlerde aynı sebeple ölme olasılığından yüzde 7,3 daha fazladır. Bunun sebebi Asyalıların tetrafobi yani kültürel olarak dört rakamından korkmalarıdır.

Baskerville Etkisi Nasıl Keşfedildi?

Baskerville etkisi teriminin kaynağı, bir Sherlock Holmes macerasıdır. Sir Arthur Conan Doyle’un 1902’de yayımlanan romanı “Baskervillerin Köpeği”nde, Holmes ve Dr.Watson, Baskerville ailesine musallat olan bir canavar ile mücadele eder.
Fosforla kaplanmış büyük ve korkutucu bir köpek bir adamı kovalarken kovaladığı adam kaçarken yaşadığı büyük korku nedeniyle kalp krizi geçirir ve ölür. Daha sonra başka biri daha köpek tarafından kovalanır ve o da kovalanma sırasında düşer ve ölür.
1973-1998 yılları arasında, California Üniversitesi’nde, David Phillips ve meslektaşları, Japonya ve Amerika’da kalp krizine bağlı 200.000 ölüm vakasını incelemiştir. Kalp krizine bağlı 200.000 ölüm vakasını inceleyen bilim insanları, ölümlerin ayın dördünde gerçekleşmesi olasılığının, Çin ve Japonya’da daha yüksek olduğunu tespit etmiş ve Asya ülkelerinde dört rakamının uğursuz sayı olarak görülmesiyle ilişkilendirmiştir.
Baskerville Etkisi
Çin ve Japonya’da bazı hastane ve otellerde 4 numaralı oda bulunmayışının sebebi de, 4 rakamı ile ilgili olan bu batıl inançtır. Bu batıl inancın strese yol açması, stresin tetiklediği kalp krizi sonucu ölüm vakasının artmasına sebebiyet vermiştir.
Tıbbi bir olgunun isim babası olan, Sir Arthur Conan Doyle’un sevilen romanı“The Hound of the Baskervilles” yayımlandıktan bir asırdan daha az süre sonra da korku ve ölüm arasındaki ilişki araştırma konusu yapılmak istenmiştir.
Ancak  insanları korkutarak deney yapmanın etik olmaması nedeniyle vazgeçilmiştir. Tespitlerine Baskerville Etkisi adını veren bilim adamları, bu çalışmaya ilham kaynağı olan Tıp Fakültesi mezunu yazar Sir Arthur Conan Doyle’u onurlandırmışlardır.

Yorumlar

Sponsorlu Bağlantı

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Restoran Ne Zaman ve Nerede Açıldı?

Yaşadığımız yer ister küçük olsun ister büyük, hemen her sokakta restoran bulmak mümkündür. Restoranların yaygın olması, kuşkusuz ki yemek yemenin insanın en temel ihtiyacı olmasından kaynaklanır. Durum böyle olunca, tahmin edebileceğiniz üzere, restorancılığın tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanır.  Peki , ilk restoran hangi tarihte açıldı? Restorancılığın Başlangıcı Yemek kültürü çok gelişmiştir. 1700’lü yıllara kadar restoran kavramı ortaya çıkmamıştır.  İlk modern restoran, 1765-1766 yıllarında Paris’te Boulanger tarafından açılmıştır.  Bu sayede müşterilere seçenekler sunan anlayış ortaya çıkmıştır. O dönemdeki anlayışa göre, restoranın amacı, et suyu bulyonu ve çorbalarla kişileri sağlığına kavuşturmaktı. Adıyla ünlü ilk restoran, 1782’de Paris’te açılmıştır . Grand Toveme de Loundres adıyla açılan bu restoranda, yemek isimleri listelenmiş ve belli saatlerde tek kişilik masalarda servis yapılmıştır. İlk restoranın açılmasından sonra Fransız Devrimi gerçekleştiği için

Elektronik Müziğin Tarihi

Elektronik müzik 19. Yüzyılda birçok Amerikalı ve Avrupa mucitlerin, girişimcilerin çalışmaları sayesinde kendine altyapı hazırlamıştır. Bu altyapı için gerekli olan aygıtlar bahsi geçen kimseler tarafından farklı alanlarda kullanılması için tasarlanmış icatları müzik için yorumlanmış halidir. Elektronik müzik dediğimizde aklımıza ilk gelen tanım elektronik aletlerle yapılan müzik türü şeklinde olacaktır. Bu tanım kesinlikle doğru bir tanım. İlk elektronik müzik 1960 yılında ilk elektronik klavyenin icadıyla hayat bulduğu düşünülmektedir. Borulu elektronik enstrümanlar da elektronik müzik tarihinde yerini aldıktan sonra kullanımları yavaş yavaş artmaya başladı. İlk Elektronik Müzik Enstrümanı İlk olarak icat edildiği düşünülen enstrüman yaklaşık olarak 7 ton büyüklüğünde ve  Telharmonium  adındaydı. Pek yaygınlaşması mümkün olamayacak kadar kaba ve ağır olan bu enstrüman elektronik müzik tarihi içerisinde yerini almıştır. 1897 yılından üretilen bu cihazın  Thaddeus Cahill  adı

Pronoya Nedir?

Pronoya kelimesi okuduğunuzda paronaya kelimesini okuduğunuzu veya kelimenin eş anlamlısı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.  Oysa pronoya , paronoyanın tam tersine karşılık gelen bir kavram.  Her şeyin ve herkesin kendisine zarar verebileceği şüphesi anlamına gelen poronayanın tersi olarak pronoya, her şeyin hatta evrenin bile kendisinin iyiliği için var olduğu sanrısına kapılmak anlamına gelir. Pronoyayı   bir yaşam felsefesi olarak benimseyen insanların paranoyak olmuş olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Pronoya, dini yaklaşımla karşımıza çıkan versiyonuna örnek olarak ‘Takdir-i İlahi’ kavramı verilebilir. Kişi yaşadığı ne olursa olsun tanrısal bir iyilik olduğunu düşünür. Uzak Doğu felsefelerinin temel kavramları olan, “darma, karma, reenkarnasyon” üçlüsü de bir pronoya örneğidir. İnsanın bu dünyada var olma nedeni, tanrısal olana ulaşmaktır. Başımıza gelenlerde Darma’ya bir nebze daha yaklaşmamız içindir. Her ölüm aslında yeni bir doğum ve tanrısal olana ulaşma yolculuğun yeni