Ana içeriğe atla

Sponsorlu Bağlantı

30. Ankara Uluslararası Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

Bu sene Ankara Uluslararası Film Festivali’nde yarışan en iyi filmler ödüllendirildi.
Ankaralı sinema severleri birbirinden güzel filmlerle buluşturan 30. Ankara Uluslararası Film Festivali yarın sona eriyor. Festivalde yarışan en iyi filmler ise düzenlenen ödül töreniyle onurlandırıldı.
Ankara Film Festivali Odul Kazananlar
CerModern’de gerçekleştirilen törende büyük ödülün sahibi Osman Nail Doğan imzalı “Güvercin Hırsızları” oldu. Berkay Ateş ve Saadet Işıl Aksoy başrollü “Görülmüştür” toplam dört ödül kazanırken, “Kardeşler” ve “Saf” filmleri ise ikişer ödüle layık görüldüler.
İşte kazananların tam listesi:
En İyi Film: Güvercin Hırsızları (Osman Nail Doğan)
En İyi Yönetmen: Ali Vatansever (Saf)
Onat Kutlar En İyi Senaryo: Serhat Karaaslan (Görülmüştür)
Mahmut Tali Öngören En İyi İlk Film: Nebula (Tarık Aktaş)
En İyi Kadın Oyuncu: Saadet Işıl Aksoy (SAF)
En İyi Erkek Oyuncu: Berkay Ateş (Görülmüştür)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Füsun Demirel (Görülmüştür)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Bülent Çolak (Suç Unsuru)
En İyi Görüntü Yönetmeni: A. Emre Tanyıldız (Kardeşler)
En İyi Sanat Yönetmeni: Meral Efe Yurtseven, Emre Yurtseven (Kardeşler)
En İyi Özgün Müzik: Mustafa Avcı (Yuva)
Ayhan Ergürsel En İyi Kurgu: Naim Kanat (Güvercin Hırsızları)
SİYAD En İyi Film: Görülmüştür (Serhat Karaaslan)
Ulusal Belgesel Yarışması En İyi Film: Tanrı Göçmen Çocukları Sever Mi Anne? (Rena Lusin Bitmez)
Ulusal Kısa Film Yarışması En İyi Film: Duyuyor Musun Anne? (Tuna Kaptan)
Proje Desteği Ödülü: Karanlıkta Islık Çalanlar (Pınar Yorgancıoğlu)

Yorumlar

Sponsorlu Bağlantı

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Restoran Ne Zaman ve Nerede Açıldı?

Yaşadığımız yer ister küçük olsun ister büyük, hemen her sokakta restoran bulmak mümkündür. Restoranların yaygın olması, kuşkusuz ki yemek yemenin insanın en temel ihtiyacı olmasından kaynaklanır. Durum böyle olunca, tahmin edebileceğiniz üzere, restorancılığın tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanır.  Peki , ilk restoran hangi tarihte açıldı? Restorancılığın Başlangıcı Yemek kültürü çok gelişmiştir. 1700’lü yıllara kadar restoran kavramı ortaya çıkmamıştır.  İlk modern restoran, 1765-1766 yıllarında Paris’te Boulanger tarafından açılmıştır.  Bu sayede müşterilere seçenekler sunan anlayış ortaya çıkmıştır. O dönemdeki anlayışa göre, restoranın amacı, et suyu bulyonu ve çorbalarla kişileri sağlığına kavuşturmaktı. Adıyla ünlü ilk restoran, 1782’de Paris’te açılmıştır . Grand Toveme de Loundres adıyla açılan bu restoranda, yemek isimleri listelenmiş ve belli saatlerde tek kişilik masalarda servis yapılmıştır. İlk restoranın açılmasından sonra Fransız Devrimi gerçekleştiği için

Elektronik Müziğin Tarihi

Elektronik müzik 19. Yüzyılda birçok Amerikalı ve Avrupa mucitlerin, girişimcilerin çalışmaları sayesinde kendine altyapı hazırlamıştır. Bu altyapı için gerekli olan aygıtlar bahsi geçen kimseler tarafından farklı alanlarda kullanılması için tasarlanmış icatları müzik için yorumlanmış halidir. Elektronik müzik dediğimizde aklımıza ilk gelen tanım elektronik aletlerle yapılan müzik türü şeklinde olacaktır. Bu tanım kesinlikle doğru bir tanım. İlk elektronik müzik 1960 yılında ilk elektronik klavyenin icadıyla hayat bulduğu düşünülmektedir. Borulu elektronik enstrümanlar da elektronik müzik tarihinde yerini aldıktan sonra kullanımları yavaş yavaş artmaya başladı. İlk Elektronik Müzik Enstrümanı İlk olarak icat edildiği düşünülen enstrüman yaklaşık olarak 7 ton büyüklüğünde ve  Telharmonium  adındaydı. Pek yaygınlaşması mümkün olamayacak kadar kaba ve ağır olan bu enstrüman elektronik müzik tarihi içerisinde yerini almıştır. 1897 yılından üretilen bu cihazın  Thaddeus Cahill  adı

Pronoya Nedir?

Pronoya kelimesi okuduğunuzda paronaya kelimesini okuduğunuzu veya kelimenin eş anlamlısı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.  Oysa pronoya , paronoyanın tam tersine karşılık gelen bir kavram.  Her şeyin ve herkesin kendisine zarar verebileceği şüphesi anlamına gelen poronayanın tersi olarak pronoya, her şeyin hatta evrenin bile kendisinin iyiliği için var olduğu sanrısına kapılmak anlamına gelir. Pronoyayı   bir yaşam felsefesi olarak benimseyen insanların paranoyak olmuş olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Pronoya, dini yaklaşımla karşımıza çıkan versiyonuna örnek olarak ‘Takdir-i İlahi’ kavramı verilebilir. Kişi yaşadığı ne olursa olsun tanrısal bir iyilik olduğunu düşünür. Uzak Doğu felsefelerinin temel kavramları olan, “darma, karma, reenkarnasyon” üçlüsü de bir pronoya örneğidir. İnsanın bu dünyada var olma nedeni, tanrısal olana ulaşmaktır. Başımıza gelenlerde Darma’ya bir nebze daha yaklaşmamız içindir. Her ölüm aslında yeni bir doğum ve tanrısal olana ulaşma yolculuğun yeni