Ana içeriğe atla

Sponsorlu Bağlantı

Captain Marvel’i 116 Kez İzleyerek Rekor Kırdı

Hayranı olduğu filmi en çok izleme rekoru kıran seyircilere bir yenisi daha eklendi. Önceki rekoru kırmak için 7 Mart’ta vizyona giren Captain Marvel‘i en az 104 kez izlemesigereken Steve Ruppel bu rakamı 116‘ya çıkararak Guinness Dünya Rekorları‘na girdi.
Steve Ruppel isimli MCU hayranı, 7 Mart’ta vizyona giren Brie Larson’ın Captain Marvel karakterini canlandırdığı filmi 116 kez izledi. 14 bin dakikadan daha fazla bir süre boyunca çok salonlu sinemaya kendini kapatarak bu başarıyı elde eden Ruppey aynı filmi tam 104 defa seyreden başka bir Marvel hayranının rekorunu da tarihe gömmüş oldu.
Captain Marvel Filmi

Bir Daha Böyle Bir Şeyi Denemeyeceğim

İşin resmiyete dökülebilmesi için her filme gidişini fotoğraflayan ve kendisine iki şahit bulan Steve Ruppel “Ruppel yaptığı açıklamada “Bu rekoru kırmak isteyen başka biri varsa ben gerçekten rekor kırmak istemiyorum. Çünkü bunu yapmak epey zordu. Bir daha böyle bir şeyi deneyeceğimi sanmıyorum” dedi.
Daha önce üst üste giydiği tişörtlerle yarı maraton koşarak ve ayrıca bir litre et suyunu en hızlı (12 saniye) içen kişi rekorunu kıran Ruppel, filmin çok sıkıcı olduğunu ancak daha ince detaylara odaklandığında filmin yapımcılarının kendisini daha çok etkilediğini söyledi.
Captain Marvel İzleme Rekoru
Ruppel, “Filmin bir sahnesinde arka planda 1995 yılının Haziran’ını gösteren bir takvim var. Ve o gün dolunay gerçekleşiyor. Filmin sonunda Google’da araştırınca gerçekten aynı tarihte dolunay olduğunu gördüm” diye konuştu.

Yorumlar

Sponsorlu Bağlantı

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Restoran Ne Zaman ve Nerede Açıldı?

Yaşadığımız yer ister küçük olsun ister büyük, hemen her sokakta restoran bulmak mümkündür. Restoranların yaygın olması, kuşkusuz ki yemek yemenin insanın en temel ihtiyacı olmasından kaynaklanır. Durum böyle olunca, tahmin edebileceğiniz üzere, restorancılığın tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanır.  Peki , ilk restoran hangi tarihte açıldı? Restorancılığın Başlangıcı Yemek kültürü çok gelişmiştir. 1700’lü yıllara kadar restoran kavramı ortaya çıkmamıştır.  İlk modern restoran, 1765-1766 yıllarında Paris’te Boulanger tarafından açılmıştır.  Bu sayede müşterilere seçenekler sunan anlayış ortaya çıkmıştır. O dönemdeki anlayışa göre, restoranın amacı, et suyu bulyonu ve çorbalarla kişileri sağlığına kavuşturmaktı. Adıyla ünlü ilk restoran, 1782’de Paris’te açılmıştır . Grand Toveme de Loundres adıyla açılan bu restoranda, yemek isimleri listelenmiş ve belli saatlerde tek kişilik masalarda servis yapılmıştır. İlk restoranın açılmasından sonra Fransız Devrimi gerçekleştiği için

Elektronik Müziğin Tarihi

Elektronik müzik 19. Yüzyılda birçok Amerikalı ve Avrupa mucitlerin, girişimcilerin çalışmaları sayesinde kendine altyapı hazırlamıştır. Bu altyapı için gerekli olan aygıtlar bahsi geçen kimseler tarafından farklı alanlarda kullanılması için tasarlanmış icatları müzik için yorumlanmış halidir. Elektronik müzik dediğimizde aklımıza ilk gelen tanım elektronik aletlerle yapılan müzik türü şeklinde olacaktır. Bu tanım kesinlikle doğru bir tanım. İlk elektronik müzik 1960 yılında ilk elektronik klavyenin icadıyla hayat bulduğu düşünülmektedir. Borulu elektronik enstrümanlar da elektronik müzik tarihinde yerini aldıktan sonra kullanımları yavaş yavaş artmaya başladı. İlk Elektronik Müzik Enstrümanı İlk olarak icat edildiği düşünülen enstrüman yaklaşık olarak 7 ton büyüklüğünde ve  Telharmonium  adındaydı. Pek yaygınlaşması mümkün olamayacak kadar kaba ve ağır olan bu enstrüman elektronik müzik tarihi içerisinde yerini almıştır. 1897 yılından üretilen bu cihazın  Thaddeus Cahill  adı

Pronoya Nedir?

Pronoya kelimesi okuduğunuzda paronaya kelimesini okuduğunuzu veya kelimenin eş anlamlısı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.  Oysa pronoya , paronoyanın tam tersine karşılık gelen bir kavram.  Her şeyin ve herkesin kendisine zarar verebileceği şüphesi anlamına gelen poronayanın tersi olarak pronoya, her şeyin hatta evrenin bile kendisinin iyiliği için var olduğu sanrısına kapılmak anlamına gelir. Pronoyayı   bir yaşam felsefesi olarak benimseyen insanların paranoyak olmuş olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Pronoya, dini yaklaşımla karşımıza çıkan versiyonuna örnek olarak ‘Takdir-i İlahi’ kavramı verilebilir. Kişi yaşadığı ne olursa olsun tanrısal bir iyilik olduğunu düşünür. Uzak Doğu felsefelerinin temel kavramları olan, “darma, karma, reenkarnasyon” üçlüsü de bir pronoya örneğidir. İnsanın bu dünyada var olma nedeni, tanrısal olana ulaşmaktır. Başımıza gelenlerde Darma’ya bir nebze daha yaklaşmamız içindir. Her ölüm aslında yeni bir doğum ve tanrısal olana ulaşma yolculuğun yeni